Dedim annen mi istedi ki? Hasta olmuş annesi, bu da çıkmış açtır annem demiş. Bize gelmiş. İçerisi müşteri dolu. Ama içimde nasıl bir duygu oldu. Nedense paket yapıp çıktık kapıdan ikimiz. Doğruca onun evine varmak bir an önce isteğimiz. Baban var mı dedim. Yok deyince bizim temizlikçi ablalardan birini aldım yanıma. Arabaya binelim mi dedim, yakın evimiz abi dedi. Ne yakını. Taaa kent meydanının arkası. Dönüşte taksi çevirdim valla. İçimden de diyorum ‘’Oğlum, düştün bir çocuğun peşine, bakalım nereye? Dilenci midir, üç kağıt mı yaptı. Dükkanı da bıraktırdı’’.
Vardık evine. Bir zemin kat altında bir yere. Müsaade istedi bizim abla . Bende vardım yanına. Bir anne gördük yatak da. Ama kadın gözlerini açamamakta. Korktu bizi görünce. Kalkmak istedi, ama sanki ölüm hali var idi. Hastane de imiş. Dün gece eve gelmiş. Kanser tedavisi gördüğünden halsiz kalmış. Aldığı maaş ile bu eve sığınmış. Kocası diğer iki çocuğu alıp boşanmış. Bu ablaya da küçük kız kalmış. Pide getirdik iyide. Kadının yiyecek hali nerde? Yanımdaki bizim abla yapayım dedi bir tencere çorba. Ama ne un var ne de yağ mutfakta. Bari bir buzdolabı olsa. Doktor arkadaşımı aradım. Uğradı sağolsun. Alışveriş falan yaptık. Buzdolabını da aldık.