Erdoğan'a şok Trump sorusu! Cevabı ne oldu? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ABD Başkanı Dolnald Trump'la görüşüp görüşmeyeceği soruldu. Erdoğan, "Şu an bir görüşme olacak gibi duruyor" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ile imzalanan ve 10 madde içeren Suriye mutabakatı sorusuna cevap verdi. Erdoğan, "Trump'la görüşecek misiniz?" sorusuna ise, "Şu anda Trump'la görüşme olacak gibi görünüyor." yanıtı verdi. ERDOĞAN'DAN MUTABAKAT SONRASI AÇIKLAMALAR Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Rusya ile varılan anlaşma ile terör koridoruna bir darbe daha vurulduğunu belirten Erdoğan, "Rusya ile ilgili olarak Sayın Putin çok kararlı konuştu, 'Biz bunları buralardan kesinlikle atarız' dedi. Şimdi tabii bu sözü verdiğine göre atılmayınca bizim görev başlar" dedi. Erdoğan, YPG'nin rejim elbisesi içinde bölgede kalmasına müsaade edilmeyeceğini belirtti. "ÖNEMLİ ANLAŞMAYI GERÇEKLEŞTİRDİK" Rusya ile varılan mutabakatla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin'in daveti üzerine geldiğimiz Soçi'de önemli bir anlaşmayı gerçekleştirmiş olduk. Ülkemizin güvenlik kaygılarını teyit eden ve Suriye'ye barış ve istikrar getirmeyi hedef alan bu anlaşma yoğun bir çalışma sonucunda beklenen neticeye varmış oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ile Suriye mutabakatının sağlanmasının ardından Türkiye'ye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. PKK'nın sözde kanton ilan ettiği Ayn elArab ele alındı mı? PKK/YPG'den nasıl temizlenecek? Bununla birlikte Sayın Putin'in çok uluslu Suriye tanımı içinde Kürtler vurgusu vardı. Suriye Milli Ordusu'nun temsil ettiği kitleye bir vurgu yapılmadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında Rusya'nın bizim Ayn elArab'a girmemiz konusunda her zaman bazı davetleri olmuştur. Fakat ABD'nin de tam tersine oraya girmememiz istikametinde yaklaşımı olmuştur. Bu yaklaşım aslında Obama döneminde de böyleydi. Ki biliyorsunuz Obama uçaklarla Kobani'ye silah, mühimmat, her türlü şeyi indirdi ve oradan adeta bizim ülkemize onlar bir huruç harekatı başlattılar. Bugün eğer 350 bin Kobanili ülkemizdeyse bunun müsebbibi birinci derecede Obama'dır ve şu anda bunlar bizde. "Türkiye'de Suriye'nin kuzeyinden hiç Kürt yok" diyenler yalan söylüyor. Bunun dışında tabi sayıları 3 milyon 600 bine ulaşan Suriyelilere baktığımız zaman ağırlıklı Arap. Onun dışında Ezidi vesaire de var. Biz burada gerek Ruslara gerekse Amerikalılara hepsini anlattık. Bunlardan sonra zaten bu neticeye vardık. "BİZİM MÜCADELEMİZ TERÖRİSTLERLEDİR" Şu an itibarıyla özellikle ısrarla bir şey kullanılıyor; devamlı "Kürtler aşağı Kürtler yukarı." Bizim oradaki Kürtlerle bir sorunumuz yok. Bizim derdimiz buradaki teröristlerdir ama bunlar öyle anlatıyorlar ki olayı… "Kürtler…" Amerikalılardan da böyle dinliyoruz, maalesef Ruslardan da… Herkes… Dün akşam onu da söyledim "Bunu bu şekilde kullanmanız Kürt kardeşlerimize saygısızlıktır. Bu saygısızlığı yapıyorsunuz. Lütfen böyle kullanmayın, bizim mücadele ettiğimiz PKK'dır, YPG'dir, yani teröristlerdir. Teröristin hangi ırktan, hangi dinden geldiğinin ne önemi var. Terörist teröristtir. Mesela DEAŞ… DEAŞ'ın içinde İngilizi var, Almanı var, Fransızı var, Hollandalısı var vesaire… Az da olsa Türk de var. Şimdi biz DEAŞ'ı tanımlarken hangi ırkı öne çıkaracağız? Olmaz! Bu işi bir etnik mücadelenin içine sokmamak lazım. Eğer böyle yaparsak yarın biz başka faturalarla karşı karşıya kalırız. Bunlara dikkat etmemiz lazım. Tabi biz yazılı kayıtlara girerken asla bunu Kürtler diye girmiyoruz. Tamamen terör örgütü olarak giriyoruz. Buradaki olayı da bu şekilde kayda girmiş olduk. Ayn elArap gündeme geldi mi? Tabi Ayn elArab konusunu da konuştuk. Şu anda biliyorsunuz özellikle Tel AbyadResulayn arasında yeni bir durum var. Bu bizim için şu anda adeta kazanılmış hak gibidir. Bu demek değil ki orada kalıcıyız. Böyle bir şey yok. Buraların gerçek sahibi Suriye. Biz bir işgal ordusu değiliz. Böyle bir özelliğimiz yok. Buranın gerçek sahipleri şu anda bizdeki 3 milyon 650 bin mülteci ve onlar gönüllülük esasına göre eğer buralara dönecek olurlarsa orada kendi topraklarında hayatlarını sürdürebilirler. Bunun dışında bir durum daha var, o da şu, biliyorsunuz bizim hazırlamış olduğumuz bir plan, proje var. Uluslararası donörler toplantısı yapmak kaydıyla belli imkanlar sağlanırsa istiyoruz ki buralarda yapacağımız yerleşim alanlarındaki konutlar, sağlık tesisleri, okullar vesaire ile gelsin Suriyeliler, buraların sahipleri buralara yerleşsin. Hedefimiz bu. Kobani de aynı şekilde bunların içerisinde ve Kobani ile ilgili süreci de Ruslarla beraber yine aynı şekilde yürüteceğiz. "İMARA BAŞLAMA KONUSUNDA MADDİ KAYNAK İÇİN OLUMLU CEVAP ALAMADIK" Eğer bu mutabakat başarılı olursa Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra teşkil edilen yerde hemen imar çalışmasına başlama arzusunda mısınız? Biz o arzudayız da fakat şu anda kime teklif ettiysek hepsi "gayet güzel gerçekten çok hoş" dese de "hadi maddi kaynak" dediğiniz zaman "işte biz o kaynağı Lübnan'a verdik, işte biz onu Ürdün'e verdik" deyip hep topu taça atıyorlar. Hiçbirisinden şu anda olumlu bir cevap alamadık. Olumlu cevap gelmeyince de geriye tek bir şey kalıyor. O da uluslararası donörler toplantısı için BM'yi devreye sokmak. Bundan bir netice alır mıyız alamaz mıyız bilemem. Hemen bir girişim başlatılacak mı? Şimdi biz bu yaptığımız mutabakatları da, gerek ABD gerek Rusya gerekse koalisyon güçleri, bunu şimdiden BM'ye ileteceğiz ve BM eli ile bu işi yaygınlaştıralım istiyoruz. ABD'ye gidecek misiniz? 13 Kasım'da Sayın Trump ile görüşme olacak mı? Şu an öyle gözüküyor. TürkiyeABD, TürkiyeRusya arka arkaya böyle sonuç alıcı mutabakatlar sağlarken Avrupa'dan da bir takım sesler yükselmeye başladı. Almanya ayrı Fransa ayrı… Bütün bu devam eden süreç içerisinde Avrupa'yı nerede görüyorsunuz? İki gün önce Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson aradı ve "Merkel, Macron, ben ve siz dörtlü olarak bir araya gelsek" dedi. Onlar Londra'yı teklif ettiler. Ben de "Londra olmaz ancak İstanbul olabilir. Ya da sınıra yakın illerimiz Gaziantep veya Şanlıurfa olabilir. Buralarda yapabiliriz. Tarih olarak siz aranızda görüşün ve o adımı atalım" dedim. "Bunlar da olmaz diyorsanız o zaman 34 Aralık'ta malum Londra'da NATO Liderler Zirvesi var. Bu NATO Liderler Zirvesi'nin öncesinde veya akabinde orada yapabiliriz" dedim.