TAM 20 SENE ÖNCE
BAȘLIYORMUȘ
>>>>
Nörodejeneratif hastalıkların, hızla değișen
nüfus içeriği özellikle gelişmekte
olanın ortaya çıkmasının
öngörüldüğünü belirten Nöroloji Uzmanı
Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, “Bu sebeple orta ve
erken yașlılarda hayat tarzı değișikliği,
beslenme, zihinsel ve fiziksel egzersiz
programlarının birlikte bu
rahatsızlıklardan ciddi bir korunma
yalın ”diye konuștu.
Doktor Lütfü Hanoğlu, Dünya Alzheimer
Günü yazılı yazılı açıklamada
Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığı
gibi nörodejeneratif hastalıkların yașlanan
nüfus ve hayatın uzaması gün
geçtikçe arttığına dikkati çekti.
Hastalığın aslında klinik tanının
konulmasından yaklașık 1520 yıl kadar
önce bașl belirten Hanoğlu,
"Uluslararası Alzheimer Derneğinin takılması
göre, dünyada demans ile yașayan yaklașık
46,8 milyon insan var. Bu sayının 2030'da 75
milyona ve 2050'de 131,5 milyona ulașacağı
tahmin ediliyor. ” ifadelerini kullandı. Nöroloji
Uzmanı, yüksek seviyedeki araștırma
fonlarına ve 25 yıllık yoğun araștırma
faaliyetine rağmen halen Alzheimer
tedavisinin tedavisinin olmadığını
kaydederek, değerlendirmelerde bulundu:
“Hastalığın aslında klinik tanının
konulmasından yaklașık 1520 yıl kadar
önce bașlıyor tedavisi tedavideki bașarısızlığın
en önemli gibi görünüyor.
Nörodejeneratif hastalıklar klinik tanı
aldıkları sistemde, sinir sisteminde ciddi bir
yıkım ortaya çıkmıș ve artık geri dönülemez
bir duruma gelinmiș olabiliyor. Bu durum oğlu
Bazen hastalığın erken yaşanması üzerine
yoğunlaşılması, hatta klinik durum ortaya
çıkmadan evvel risk tașıyan bireylerin
saptanması ve bunlarda korunma
önlemlerinin alınmasına yönelmek
gösteriyor. Ayrıca bütün hastalar
“Alzheimer hastalığı” tanısını alsalar dfizyopatolojik süreçler ve klinik özellikler
bireysel farklılıklar çok fazladır. ”
ALZHEIMER HASTALIĞINDAN KORUNMAK
MÜMKÜN MÜ?
Alzheimer hastalığından korunmada etkili
Tamamlayıcı noktalar aktaran Lütfü Hanoğlu,
onları kaydetti:
“Nörodejeneratif hastalıkların, hızla değișen
nüfus içeriği özellikle gelişmekte
olanın ortaya çıkması öngörülüyor.
Bu sebeple orta ve erken yașlılarda hayat
tarzı değișikliği, beslenme, zihinsel ve fiziksel
egzersiz programlarının sınırları
bu rahatsızlıklardan ciddi bir korunma
yani. Benzer șekilde hayat tarzı
değișiklikleri, beslenme, egzersiz gibi
Özellikle hastalığın erken
dönem velerinde bizim “hafif bilișsel
bozukluk ”ismini verdiğimiz henüz hastalık
olmayan ama yüksek riskli bireylerde de ișe
yarıyor. "
TEDAVİDE “BİREYSELLEȘTİRİLMİȘ”
YAKLAȘIM ÖNEMLİ
Tedavide bireysel ve çoklu yaklașımın
önemini kaydeden Nörolog, “Bireylerin,
hastalıklarının kendine özgü karakterinin
yeni gelișen teknolojiler üzerinden
(moleküler, genetik profilleme,
nörogörüntüleme, metabolik alt tipler)
neden ve bireye özel, uygun tedavi
edici yaklașım, hastalık yatkınlığı
belirlemek, zamanında hedefe yönelik
sunmak bireyselleștirilmiș
yaklașımın temelidir. Bu tedavi yaklașımı
bugünde kanser alanında
yaklașımlara benzetilebilir ”
değerlendirmesinde bulundu.
Hanoğlu tedavide “çoklu” yaklașımın
önemine değinerek, șu bilgileri verdi:
"Bu hastalıkta, klasik olarak kullanılan ilaç
tedaviler yanı sıra yine hastaya uygun
Hayat tarzı, beslenme, ve egzersiz
programları olușturulmalıdır. Yeni gelișen
(transkranial manyetik uyarım, doğru akım
uyarım gibi) beyni uyarma tekniklerinin de
uygun yeniden başlanmış aklı
melekelerindeki yıkım ekranı
tedavide tedavide tedaviye ilave
Edilmesi yeni gelișen yöntemler arasında
bulunuyor. "