Herkesin Evinde Var Duyunca İnanamayacaksınız!

Kaçak çayda büyük tehlike! Kömürden damıtıp içine katıyorlar

Prof.Dr. İlkay Erdoğan Orhan, kaçak çayda suni su bazlı boyalar ile böcek ilaçlarının olduğunu ileri sürdü. Prof.Dr. İlkay Erdoğan Orhan, “Kaçak çay içinde, taş kömürünün damıtılmasıyla elde edilen boya maddesi olan anilin var. Bu madde, oksijene maruz kaldığı zaman oksitlendiği için rengi kahverengine dönüşüyor. Dolayısıyla çayın içinde ayırt etmek çok mümkün değil” dedi

Türk çayı üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, kişi başı çay tüketiminde dünyada birinci sırada yer alan Türkiye’de, çayın ‘milli içecek’ olduğunu söyledi. Ülkenin 90 yıllık çay üretim geçmişi olduğunu hatırlatan Orhan istatistiklere göre kişi başı 1250 bardak çay tüketildiğini, Türkiye’de her gün yaklaşık 245 milyon bardak çay tüketimi olduğunu kaydetti.

Küresel pazarda Türk çayının, büyük gelişme gösterdiğini belirten Prof.Dr. İlkay Erdoğan Orhan, “Dünyanın en kuzey iklim kuşağında çay üretiyoruz. Üzerine kar yağan bir çay üretimimiz var. Türk çayı dünyanın en kaliteli çayına sahip. Üzerine kar yağdığı için böcek üretimine müsaade etmeyen zirai kültürümüz var. Böcek ilacı kullanımına gerek kalmıyor. Sağlık yönüyle baktığımızda içinde çok değerli ve çok faydalı bileşimler olduğunu görüyoruz. Kaçak çayla ilgili ülkemizde sıkıntı yaşıyoruz. Rize çayına gör daha koyu renkli, daha keskin bir aroması olan bir kaçak çay. Kaçak çaya özellikle Güneydoğu halkının rağbet ettiğini görüyoruz. Keskin bir tadı ve aroması var, daha acı” dedi.

‘DEMİNİ ARTIRMAK İÇİN KİMYASAL İLAVE EDİLİYOR’

Kaçak çayın insan sağlığına zararlı olduğunu savunan Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan şunları söyledi:

“Kaçak çayın bilinenlerden birisi, değişik kimyasal boyalar ilave edilmesi. Avrupa ülkelerine baktığımız zaman özellikle çay üretimlerinde kullanılan pestisit yani böcek ilacı oranları yüksek ve bunun aşağı çekilmesi için çalışılıyor. Çünkü pestisitler, çok fazla kullanılması istenmeyen zirai ilaçlardır ve vücudumuzda kanser, damar, akciğer hastalıklarına ve bebek anomalilerine kadar birçok zararlara yol açabilen kimyasal maddelerdir. Çayın demini artırmak için eklenen kimyasallar da var. Kaçak yollarla yurda girdiği için sağlık açısından denetlenmesi mümkün değil. Kaçak çay, çok daha fazla oranda kafein ve uyarıcı kimyasalları içerdiği için sağlık üzerine zararları var. Bizde günde 40 45 bardak çay tüketen insanlarımız var. Özellikle Doğu, Güneydoğu’da çok fazla kafein almalarına sebep oluyor. Demir eksikliği, anemi Türk toplumunda çok yaygın görülen durum. Kaçak çay tüketimiyle de bu problem artıyor.”

TAŞ KÖMÜRÜNDEN DAMITIP ÇAYA KATIYORLAR

‘Kaçak çaya suni boya katıldığını ileri süren Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, “Bunlar su bazlı boyalar. Suda çok çabuk çözülüyor. Bildiğimiz taş kömürünün damıtılmasıyla elde edilen boya maddesi anilin, oksijene maruz kaldığı zaman oksitlendiği için rengi kahverengine dönüşüyor. Zaten tadı acı, kokusu da hoş olduğu için çok fazla kaçak çayın içerisine renk kattığı için ayırt etmemiz mümkün değil. Anilin aslında ilaç etken maddesi, güçlü ateş düşürüc fakat ilaç olarak kullanılması şu anda yasak. Çünkü zehirlilik oranı çok yüksek kimyasal, kanserojen olarak biliniyor. Bu da bahsettiğimiz gibi çaya katılan bazı boyalardan. Mesela bunun öldürücü dozu 250 mg civarında. Bu doza erişilmesi, çok yüksek oranda çaya katılırsa mümkün” dedi

*********************************************************

Sinan Çetin Demokrasi için Porno çekecek

Sinan Çetin ünlü bir yönetmenin porno çekmesinin ülkenin demokratikleşmesinde çok önemli bir girişim olduğunu söyledi

Yönetmen Sinan Çetin, yeni hedefinin bir porno film çekmek olduğunu açıkladı. Sanatçıların özgün fikirlerden uzak ve genellikle de milletvekili gibi düşündüğünden yakınan Çetin "Sanatçı uçuk fikirler üretmeli. Kafası sokaktaki adamdan farklı çalışmalı. Çekeceğim pornoda birçok sanatçının rol almasını isterim. İnsanlara 'vay be, adama bak porno filmde oynuyor' dedirtmeli bir sanatçı" diye konuştu. Sanatçının en önemli özelliğinin cesareti olduğunun altını çizen Sinan Çetin "Ünlü bir sinemacının bir porno çekmesi Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesi için çok önemli bir girişim" dedi.

"BENİM TÜM FİLMLERİM GÜZEL"

Sinan Çetin, bir başka projesi 'Paranorya' adlı filmde de ünlü Fransız oyuncu Valeri Kaprisky'e rol vermek istedi. Fransa'ya giden Çetin, Paris'ten eli boş döndü. Kaprisky, Galip Tekin'in senaryosunu yazdığı filmin bazı sahnelerini fazla müstehçen bulmuş ve "Umarım başka bir filmde beraber oluruz" demiş. 'Komser Şekspir'in 'Vizontele'yi geçeceğinin de söyleyen Çetin, "Bizim filmimimize giren bir daha geliyor. Tüm filmlerim, o yılın en güzel ve en çok iş yapan filmleri olmuştur. Komser Şekspir'de öyle olacak.Vizontele, kısa vadede büyük iş yaptı ama benim filmim toplamda onu geçecek" dedi.

Mehmet ÇALIŞKAN

Sabah gazetesi

Yönetmen Sinan Çetin’in, "Ünlü bir sinemacının porno çekmesi Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli bir girişimdir" açıklaması değişik tepkilere yol açtı. Porno demokrasinin bir ölçüsü olabilir mi? Cinsellik mi, porno mu? İnsanların en kötü olarak nitelenen şeyleri de seçme özgürlüğü var mı? İşte bu sorulara sanatçıların yanıtları.

Sinan Çetin (Yönetmen )

Seçme özgürlüğü olmalı

Uygar ülkelerde pornografi yasak değildir. İnsanların konuştuğu dile de kıyafetine de karışılmaz. Gerçek bir demokrasi de zevkler, inançlar, giysiler devletin kontrolünde değildir. Avrupa’nın kapısından içeri girmeye çalıştığımız şu günlerde, hala düşünce suçundan bahsediyoruz ve sürekli yasaklar koyuyoruz. Demokrasi kimseye zarar vermeden özgürce kötü şeyleri de seçebilme özgürlüğüdür. Pornografinin serbest olması bir ülkenin demokrasi kriteridir. Evet bir gün gerçekten politik bir pornografik film çekmeyi düşünüyorum. Ülkenin durumunu anlatan herkesin çırılçıplak olduğu bir filmden bahsediyorum. İnşallah yapabilirim. Ülkenin artık şeffaflaşması insanların düşüncelerini özgürce, çırılçıplak ortaya koyması zamanı geldi de geçiyor bile. Eğer pornografi tüketmek isteyen varsa, bunun üreticisi de olacaktır.

M. Şevki Doğan (Yapımcı )

Porno ölçü değil

Porno anlayışı nedir? Nasıl bir porno çekecek? Onu bilmiyorum. İzin verilirse muhtemelen çekmek de isteyecek. Açıklamaları bana biraz reklam gibi geldi. Demokrasiye hiçbir katkısı olmaz. Demokrasi, porno ile ölçülemez. Demokrasi için porno şart değildir.

Porno Türkiye’de yok mu sanki? Demokratikleşme adına bir şeyler yapmak istiyorsa, eğer korkusuz, cesur ve iddialı biriyse, sistemin yanlışlıklarını, çatışmaları ortaya koysun. Günlük yaşamda varolan sıkıntıları gösterebiliriz. Sanat için uçuk kaçık şeyler yapılabilir. Yaşamımız zaten özgün fikirlerle dolu olmazsa demokrasi de olmaz. "Demokrasi için illa porno olması gerekir" diyorsa onu da yapabilir.

Umur Bugay ( Yapımcı )

Cinsellik işlenmeli

Çetin’in söylemek istediği bu olmasa gerek. "Demokrasi için porno çekeceğim" açıklaması fazla marjinal. Olaya porno olarak bakmamak lazım. Cinselliğin her yönüyle konuşulması ve tartışılması demokrasiye tabiki katkıda bulunur. Henüz açılmamış bir kitap olan cinsellik, ülkemiz için gerekli. Sağlıklı işlenirse demokratikleşme yolunda ülkeye bir katkısı olabilir. Eskiden porno filmler çekildi. Yeşilçam birden bire pornoya dönüştü. Bu sinemanın çöküşüne neden oldu.

Nursen Esenboğa (Yönetmen )

Katkıda bulunmaz

İnsanlar her türlü görüşü savunabilir. Düşüncenin serbest bırakılması anlamında bir uç noktada örnek verdiğini düşünüyorum. Sinan Çetin’in açıklamalarını, düşüncelere belirli kilitler vurulmaması anlamında söylenmiş bir söz olarak yorumladım. Bence porno, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkıda bulunmaz. Düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Öncelikle bu konunun üzerine gidilirse, zannediyorum bu Türkiye’nin demokratikleşmesine daha büyük katkıda bulunacaktır.

http://arsiv.sabah.com.tr/2001/03/16/m02.html

Herkesin Evinde Var Duyunca İnanamayacaksınız!

Önerilen Videolar

Bunlar da İlginizi Çekebilir