Mevlana Baycu Noyan’ı nasıl durdurdu. Dirilişe Mevlana gelecek mi
Baycu Noyan ve Mevlânâ Celâleddîn Rumî
Selçuklu ordusu karşısında zafer kazanan Baycu Noyan, Selçuklu Hanedanının da payitahtı terk ettiğini duyunca gayet vakur bir biçimde Konya içlerine doğru ilerlemeye başladı. Bu esnada sultansız kalan ahali aralarında tüm mallarını toplamaya başladılar. Şehirde kalan tek Selçuklu komutanı olan Nizameddîn Ali, bu toplama işini organize etmekteydi. Cuma namazında hutbede, halka, içinde bulunulan durumu ve tek kurtuluş yolunun mallarından vazgeçmek olduğunu anlatan etkileyici bir hutbe okur. Bunun üzerine tüm ahali varını yoğunu getirip Nizâmeddîn Ali’ye verir. Bu şekilde Nizameddîn Ali, dört katır yük altını götürüp Baycu Noyan’a şehrin affı karşılığında verir. Fahreddîn Ali’nin Batu Han’a gitmesi üzerine, Konya’yı yıkmak için söz veren Baycu Noyan şehir surunun duvarlarını yıkarak sözünü tutmuş olur. Ancak Nizameddîn Ali’nin verdiği bac sadece ahaliyi kapsamaktaydı. Hanedana ait olan Künbedi Hânei Selâtin’i kapsamıyordu. Konya’nın kurtuluşu için uğraşan sadece Nizameddîn Ali değildir. Mevlânâ Celaleddîn Rûmî de Konya’nın tahkim edilmemesi için uğraşmaktaydı. Baycu Noyan komutasında Moğol askerleri, Konya’yı kuşattıklarında, Konya halkı çaresizlik içinde Mevlânâ’ya koştular ve ondan yardım istediler. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, herkes çaresizlik içinde birbirleriyle helâlleşirken kale kapısından dışarı çıktı. Konya’yı arkasına alacak şekilde bir yüksek yere geldi. Üzerinde yeşil elbiseler vardı. Yüzü örtülüydü. Bu şekilde kuşluk namazına durdu ve uzunca bir süre namaz ile meşgul oldu. İslâm’ı henüz tanımayan Moğol ordusu, bu heybetli velînin vakur duruşundan korktular. Korkularından kurtulmak için Mevlânâ hazretlerine ok atmaya niyetlendiler fakat başarılı olamadılar. Ne kadar uğraşalar da yayı geremiyorlardı. Bunun üzerine manevîyatı bozulan Moğol ordusu, atlarına binerek kaçmak istediler. Fakat bunda da başarılı olamadılar. Atların hiçbiri bir adım bile ileri gitmiyordu. Konya halkı da bu ibretlik olayı kale burçlarından izliyorlardı. Yaşanan bu olay Baycu Noyan’a aktarıldığında çadırından çıktı ve ok ve yay istedi. Mevlânâ’ya doğru ok atmaya başladı her attığı ok kendinsine geri döndü. Üç defa ok attıktan sonra atına atladı ve Mevlânâ’nın üzerine doğru yürümeye çalıştı fakat bunda da başarılı olamadı. Bunun üzerine oldukça hiddetlenen Baycu Noyan atından inerek, yürüyerek Mevlânâ’nın yanına varmak istedi ancak bunda da başarılı olamadı. İki ayağı da bağlanarak olduğu yerde kaldı. Bunun üzerine Mevlânâ’nın manevî gücü olduğunu anladı ve askerlerine, “Bu, gerçekten kutsal bir adam. Her şehirde böyle bir adam olsaydı, bunlar bize asla yenilmezlerdi. Bu adamın gazabına uğramamak lazım.”diyerek şehri muhasara etmekten vazgeçti. Bu, Mevlevîliğin temel kaynaklarından olan Eflâki’nin anlattığı bir menkîbedir